Yine, Yeniden Danimarka!

İsa Kethüda
03.02.2025 - 14:39 | Son Güncellenme: 03.02.2025 - 14:46

Ajansspor konuk yazarlarından Zeynur Pehlivan, final maçında Hırvatistan’ı 26-32 mağlup eden ve Dünya Şampiyonu olan Danimarka ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

Yine, Yeniden Danimarka!

ZEYNUR PEHLİVAN - AJANSSPOR KONUK YAZAR

14 Ocak 2025 tarihinde başlayan ve üç ülkenin, Hırvatistan, Danimarka ve Norveç’in düzenlediği Erkekler Dünya Hentbol Şampiyonasını dün itibarıyla geride bıraktık. Ön Eleme maçlarında değil ama ana gruplardan itibaren nefis maçlar izledik. Çeyrek final, yarıfinal ve üçüncülük-dördüncülük maçlarında nefeslerimizi tuttuk. Hangi takımın kazanacağını bilemediğimiz, son saniyede gelen galibiyetlere tanık olduğumuz maçlar izledik.

Tüm dünyada hentbolun nasıl oynandığını az çok anladık. Futbolu diğer branşlardan ayrı tuttuğumuz gibi Danimarka’yı da diğer takımlardan ayrı tutarsak, zira kendileri finalde bile güçlü, fizikli, adeta kalın bir duvar gibi olan Hırvatistan’ı bile finalde farklı yenerek bizlerde final tadı bırakmadılar, Portekiz, Hırvatistan, Mısır, Almanya, Brezilya, Fransa, Macaristan gibi takımları seyretmekten büyük keyif aldık. Bu takımları seyrederken bir kez daha gördük ki hentbol, hiçbir pozisyonunun zayıf kalmaması gerektiğini gördüğümüz bir takım oyunu.

Eğer Portekiz’de rahmetli Quintana olsaydı, Eğer Fransa’da O’Meyer gibi bir kaleci olsaydı, inanıyorum ki bu iki takımdan birisi finalde Danimarka’nın rakibi olurdu. Böyle diyorum ama, bazen Wolff’un bile yetmediği zamanlar oldu. Alman Wolff’un çeyrek finalde %43 gibi müthiş bir yüzdeyle oynamış olması bile Portekiz mağlubiyetini engelleyememişti. Bu maç bir kaleci için gerçekten hazin bir maçtır. Maçın oyuncusu seçiliyorsun ama takımın mağlup oluyor. Tam bir drama. Burada sevgili Ferhat Öztürk hocamın söylediğini yazmadan edemeyeceğim. “Bir kalecinin çok şey ama her şey olmadığı bir maçtı.” demişti Ferhat hoca. Gerçekten de hentbolda sadece kaleci yeterli olmuyor. Arabanın tekerlerinden birisi aksıyorsa gideceğin yere ulaşman mümkün değil.

Ancak, her yönüyle mükemmel dizayn edilmiş bir araç, model var karşımızda. Biz buna hentbolda Danimarka modeli diyoruz. Öyle bir takım ki Danimarka siz deyin bir mühendisin, ben diyeyim bir terzinin elinden çıkmış gibi, her bölgeye tam oturan oyuncu profilleri var takımda. Kanatlar kanat gibi, oyun kurucular oyun kurucu gibi, kaleciler kaleci gibi… Oyuncuların antropometrik ölçüleri adeta hentbol için klonlanmış gibi… Ne oyuncuyu ağırlaştıracak kadar uzunlar, ne hızlarını engelleyecek kadar iriler… Ne uzunlar, ne çok güçlüler ama tam bir hentbol takımı için yaratılmış gibiler.

Bir kere kalede Nielsen gibi Landin’i aratmayan bir kaleci var ki Danimarka’da, bir maçta var olup bir maçta yok olan kalecilerden değil Nielsen, aksine her maç bir istikrarı var ve bu istikrarı mükemmel bir performansla sonuçlandırıyor. Şampiyonluk pastasının büyük bir dilimini Nielsen’e ayırmak lazım. Ve Gidsel… Her bir hareketi, her bir koşusu, her bir aldatması tekrar tekrar izlenecek sporculardan… Bir kere hentbol oynamaktan büyük keyif aldığı belli. Gidsel’i bir maçta her yerde görebilirsiniz.

Savunmada, oyuna başlangıçta, hızlı hücumda, yerleşik hücumda…  Sahada basmadık yer bırakmayan bir oyuncu… Çabukluğu ki bu Danimarka’da sadece Gidsel’e ait bir özellik değil, tüm oyuncularda bu özellik var, topla oynarken topla oynamayışı, ellerinde sanki vaks yokmuş gibi topu anında, duvar pası çabukluğunda birbirlerine aktarmaları, hücumda top sürmeyi adeta bilmiyormuş gibi davranmaları, hem kendileri hem topu koşturmaları, bu özellikleri ile savunmaları hallaç pamuğu gibi dağıtmaları ve tüm bunların sonunda rahatlıkla gol pozisyonlarına girmeleri…

Siz efsane Danimarkalı oyuncu Hansen’i aradınız mı bilmiyorum ama ben hiç aramadım. Hem de hiç… Çünkü Lauge, inanılmaz bir performans sergiledi ortada… Topu ne zaman nereye aktaracak, oyunu ne zaman hızlandıracak, ne zaman kendi pozisyona girecek, her şeyi bilen ve uygulayan bir orta oyun kurucu. Solda Pytlick, Gidsel’in ekürisi adeta. Birbirlerinin ne yapacağını çok iyi bilen, ona göre koşusunu yapan ve birbirlerini çok iyi tamamlayan iki oyuncu görüntüsü durumundalar.

Bir de bunlara Jacobsen, Kirkelokke gibi hızlı, teknik ve çok iyi sıçrayan iki kanat oyuncusunu ve bir de savunmada daha fazla yararı olduğunu düşündüğüm pivot Saugstrup eklendiğinde mükemmel bir takım ortaya çıkıyor. Her rakibini farklı yenen, finalde bile Hırvatistan’a sadece yarım saat zaman veren Danimarka. Hentbolu güzel oynayan bir takım Danimarka ve biz bu takımın oynadığı hentbola hayranız.

Hentbolun doğduğu, geliştiği ve parlamaya devam ettiği Danimarka’yı tebrik ediyoruz ve bir dahaki Dünya, Avrupa Şampiyonalarında kendilerini seyretmeyi heyecanla bekliyoruz.

Senin için hazırladığımız haberler