
AJANSSPOR - HABER
Sezon başında Eyüpspor'dan transfer olduğu Adanaspor ile devre arasında yollarını ayıran Uğur Demirok kariyeriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Son olarak Adanaspor forması giyen 36 yaşındaki savunma oyuncusu Uğur Demirok'tan eski takımları Galatasaray ve Trabzonspor ile ilgili itiraf geldi. İşte detaylar...
Sezon başında Eyüpspor'dan transfer olduğu Adanaspor ile devre arasında yollarını ayıran Uğur Demirok kariyeriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Kariyerinde; Galatasaray, İstanbulspor, Beylerbeyi, Kartalspor, Akhisar Belediyespor, Trabzonspor, Osmanlıspor, Konyaspor, Kayserispor, Eyüpspor ve Adanaspor formaları giyen 37 yaşındaki Uğur Demirok, Atakan Kurt'un youtube kanalında yaptığı açıklamada aktif futbolculuk hayatını noktaladığını duyurdu.
Futbola Galatasaray altyapısından başlayan Uğur Demirok, sarı kırmızılı takımın efsane futbolcusu Hagi'nin yönlendirmesiyle stoper olduğunu belirterek, "İlk etapta ben 6 numara pozisyonunda oynuyordum. Hagi beni stoper yaptı. Galatasaray'da oynadığı dönem sık sık altyapı takımının maçlarını çok izlerdi. Her maçımıza gelirdi. Benim de o dönem boyum bir anda uzadı. Bu çocuğun stoper fiziği var ayakları da iyi demiş. O dönem beraber oynadığı Popescu'ya benzetmiş. İlk dönemler beni hep zaten Popescu'ya benzetirlerdi. Örnek aldığım isimler zaten Bülent Kormza ve Popescu'ydu. Ayaklarım da iyi olduğu için Hagi, 'bu çocuğu stoperde değerlendirebilirsiniz" diye altyapı hocalarına fikir veriyor. Beni daha sonra stoperde denemeye başlıyorlar." dedi.
Zaman zaman A takım antrenmanlarına çıkmasına rağmen tamamen A Takıma çıkmasının Erik Gerets döneminde olduğunu kaydeden Demirok, "2005-06 döneminde şampiyon olan kadroda yer aldım. 2 maç sonradan girerek formayı giydim. İnanılmaz bir duyguydu benim için. Eski Ali Sami Yen'in atmosferi de bambaşkaydı. Ali Sami Yen'de Gençlerbirliği maçı... Son dakikalarda Emre Aşık'ın yerine oyuna girdim. Hala o sahne gözümün önünde." şeklinde konuştu.
Tecrübeli futbolcu, Galatasaray A Takım formasını ilk kez giydiği Gençlerbirliği maçındaki Hasan Şaş ile olan anısı da şöyle anlattı:
"Son 5 dakika kala oyuna girmişim. Bir kaç tane topu güzel bir şekilde uzaklaştırdım. Önde de olduğumuz için heyecan da var, teknik işlemiyor. Bam güm vuruyorum ileriye doğru. Maçtan sonra soyunma odasında Hasan Şaş yanıma gelip, 'Oğlum tribündeki adam hastaneye kaldırılmış, senin vurduğun top kafasına gelmiş' demişti. Hasan abi çok keyifli adamdı. Şaka yapar, bizimle hep uğraşırdı. Kamplarda 3 takımdan turnuvalar yapılırken Hasan abi, gençleri alarak takım yapardı. Biz de 17-18 yaşlarındayız. Onlarla oynarken heyecan yapıyoruz, ayaklarımız titriyor. Atacağımız pası atamıyoruz. çekeceğimiz şutu çekemiyoruz. Ama kazanmamız lazım çünkü Hasan abi antrenmanda bile kaybetmeyi sevmiyor. Kaybedince çok sinirli oluyordu. Ama biz hep kaybediyorduk. O zaman bize cezalar veriyordu. Duşa sokmuyordu, bir saat soyunma odasında bekletiyordu. Ama bu cezalar keyifli anlamdaydı. Hasan abi de zaten çok esprili, çok keyifli adamdı."
En beğendiği santrforların kim olduğunu sorusunu da cevaplayan Uğur Demirok, "Didier Drogba, Mario Gomez, burak Yılmaz... Zorlandığım anlamında ise Çaykur Rizesporlu Leonard Kweuke vardı. İnanılmaz kuvvetliydi. Onun bir prime dönemi vardı. Hem kuvvetli hem hızını alınca durduramazdın onu. Onu da sayabilirim. Sevmediğim santrfor ise Umut abi (Bulut) var. Eyüpspor'da da takım arkadaşımdı. Top auta çıkıyor Umut abi koşuyor. Top belli taça çıkacak ama Umut abi koşuyor. Her yere koşuyor. Ben de onunla koşmak zorundayım. Olur da pas atarken ayağı kayar, top çıkmaz, korner bayrağına çarpar. O koşuyor diye ben de onun arkasından koşmak zorunda kalıyorum. Böyle olunca hem bölgen boşalıyor hem de gereksiz yere yoruluyorsun. Umut abinin döneminde Galatasaray iki santforlu sistemle oynuyordu. Umut abi bütün stoperleri yoruyor arkasındaki takım arkadaşı daha rahat boş alanlar bulup ceza sahasında daha etkili olabiliyordu." dedi.
Galatasaray'ın mevcut stoperleri Abdülkerim Bardakcı ve Davinson Sanchez'i çok beğendiğini kaydeden Demirok, "Şu anda ligde fark yaratıyorlar. Abdülkerim ile Konya'da beraber de oynadım. Ondan bu kadar büyük bir yükseliş beklemiyordum açıkcası. Bir büyük takıma transfer olabileceğini düşüyordum ama Şampiyonlar Ligi seviyesi, milli takım, şampiyonluklar vs.. Bu seviyede beklemiyordum ama inanılmaz bir ivme yakaladı çok da başarılı. En büyük artısı sol ayaklı olması. Türkiye'de sol ayaklı stoper fazla yok." ifadelerini kullandı.
Kendi futbol görüşüne göre, santrforlar ve golcüler olduğunu belirten Uğur Demirok, "Icardi tam bir golcü. Gekas da öyle. Aynı takımda oynadım onunla. O bir golcüydü. Ceza sahası içinde ne şekilde pas atarsan at her şekilde golünü atıyordu. Her türlü golü de attı. Icardi de böyle bir oyuncu. Gekas'ın hem kafayla hem ayakla inanılmaz bir vuruş tekniği vardı. Ama antrenmanlarda Gekas'ı görsen ilk 11'de oynatmazsın. Antrenmanlarda kendini biraz da saklayan bir adamdı. Ama maça gelince bambaşka bir adam oluyordu. Tamamen maç oyuncusuydu." şeklinde konuştu.
Teknik direktör Hamza Hamzaoğlu'nun kariyerinde çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Demirok, "Benim hayatıma en büyük dokunuşu yapan ve benim için çok önemli bir yerin olan hem abim hem hocam diyebilirim. Benim tekrardan futbola dönmemdeki en büyük faktörlerden bir tanesi Hamza Hamzaoğlu'dur. Galatatasaray'dan Gaziantepspor ve İstanbulspor'da kiralık oynamıştım. Daha sonra büyük bir düşüş yaşayıp, Galatasaray'ın pilot takımı olan 2. lig takımı Beylerbeyi'ne kiralanmıştım. Bu benim için inanılmaz bir düşüştü. O zaman 'bu seviyeden kurtalabilecek miyim?' diye çok düşündüm. Ben gitmeyi de hiç istememiştim. Zorla gönderdiler. Hamza hoca beni milli takımlardan tanıdığı için Akhisar'a aldı. Bana güvendi. Akhisarspor ile 1. Lig'de şampiyonluk ve sonra Süper Lig'e çıktık. Sonra A Milli Takım'a da gittim." dedi.
A Milli Takıma çağrıldığı dönemde Akhisar'daki hocası hamza Hamzaoğlu'nun milli takımda Fatih Terim'in yardımcısı olduğunu hatırlatan Uğur Demirok, "Fatih hoca bu nedenle antrenmanda bazen bu konuyla ilgili Hamza hocaya şaka yaardı. Bilal Kısa ve ben Akhisar'dan milli takıma çağrılmıştık. Fatih hoca, ikimiz antrenmanda iyi bir şey yaptığımızda Hamza hocaya 'Bak benim oyuncularım" diyordu. Yanlış pas attığımız da ise 'Hamza senin oyuncuların' diye espri yapıyordu." diye konuştu.
Çalıştığı teknik direktörler arasında mircea Lucescu'yu teknik ve taktik bilgisi açısından ilk sıraya koyan tecrübeli futbolcu sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnanılmaz bir teknik ve taktik bilgisi ve donamımı vardı. Bunları da bize aktarmaya gayret ediyordu. Milli takımda bir kulüp takımı olmadığımız için beraber fazla vakit geçiremediğimiz için taktik çalışmalarında pratik yapmaya çok vakit olmuyordu. Lucescu bu yüzden yaptığı toplantılarda bunları futbolculara anlatırdı. O yüzden onun döneminde futbolcuların en çok sıkıldığı şey yaptığı toplantılardı. Çünkü çok uzun sürüyordu. Ama bunu anlatmak zorundaydı. bize 1 saata yakın sabah akşam taktik anlatıyordu. Keza Ersun Yanal'ın da taktik bilgisi ve çalışma tarzı, hep baskılı presli ve hücuma dönük futbol oynatıyordu. O da benim hoşuma gidiyordu. Kariyerimde çok büyük hocalarla çalıştım. Fatih Terim gibi..."
Hem beraber futbol oynadığı hem de Eyüpspor'da teknik direktörlüğünü yapan Arda Turan hakkında konuşan Uğur Demirok, "Arda, Bayrampaşa'da 8 yıl aynı otobüsle, aynı minibüsle Galatasaray idmanlarına beraber gittiğim çocukluk arkadaşımdı. Çok fazla anımız var. Arda Turan'ın sağ açık oynamasındaki en büyük etkenlerden biri benim aslında. Bunun esprisi de onunla yaptığımız için söylüyorum; Arda Galatasaray'a ilk geldiğinde orta saha oynuyordu. O zaman Galatasaray altyapısında iki 8 numara ile oynanıyordu. Ben Arda'dan daha önce geldiğimiz için Galatasaray'a orda kıdem ön plana çıkıyor. O geldiğinde 10-11 yaşındaydı. 'Sen nerde oynuyorsun' dedim. 'Ben orta sahayım' dedi. 'Orta saha dolu. Sen istersen sağ açıkta oyna' dedim. Orda bir boşluk vardı. 'Tamam' dedi ve sağa açığıa geçip oynamaya başladı. Ben de hep karşılaştığımızda ona 'benim sayemde sağ açık oldun" diye espri yapıyorum. Arda hocanın teknik direktörlüğünü ben inanılmaz iyi buluyorum. Çok donamımlı. Tecrübesiz gibi görünüyor ama Arda Turan her zamanın her zaman her konuda tecrübesi vardır. Donanımı, birikimi, çalıştığı dünya çapındaki antrenörlerden çok güzel şeyler almış ve kendini geliştirmiş." ifadelerini kullandı.
Futbolculuk kariyerini noktaladığını açıklayan 37 yaşındaki Uğur Demirok, bundan sonra futbolun yöneticlik kısmında yer almak istediğini belirterek, "Bu yurt dışında sportif direktörlük olarak adlandırılıyor ama Türkiye'de böyle bir sistem yok. Takım menajerliği şeklinde de olabilir. Öyle bir kulvarda olmak istiyorum. Maalesef böyle bir görevin Türkiye'de önü açık değil. Türkiye'de bunu sana bırakmıyorlar. Yöneticiler de teknik direktörler de istemiyor. Örneğin Zlatan Ibrahimovic gibi büyük bir isim direkt o görevle takımdan sorumlu. Hocayla yöneticiler arasında bir köprü. Bunun bir çok örneği var. Ben de bunu yapmak istiyorum. Ama Türkiye'ye gelir mi ya da o görevi verirler mi bilmiyorum. Eğer olmaz sa teknik direktörlük yapmayı düşünüyorum." dedi.
Formasını giydiği Trabzonspor'un kendisini için çok şey ve bambaşka şeyler ifade ettiğini kaydeden Uğur Demirok sözlerini şöyle sürdürdü, "Onların güveni, hem oynarken hem şimdi bana olan sevgileri beni çok mutlu ediyor. Benim kariyerimin prime dönemi Trabzonspor. Uğur Demirok bugün Türkiye'de tanınıyorsa Trabzonspor sayesinde bu kadar tanınıyor. Trabzonspor'da çok iyi oynadım. A Milli Takım'a oradan devam ettim. Çok önemli oyuncularla birlikte oynadım. İlk gittiğim gündenden ayrıldığımı güne kadar bana çok büyük değer verdiler. Kaç yıl oldu Trabzonspor'dan ayrılalı hala da o değeri veriyorlar. Trabzonspor şampiyon olduğunda inanılmaz sevindim. Ben zaten takım olarak Trabzonspor'u destekliyorum. Trabzonsporluyum." ifadelerini kulandı.
Altyapısından yetiştiği Galatasaray'ın kendisi üzerindeki emeğini hiçbir zaman inkar edemeceğini kaydeden Uğur Demirok şöyle devam etti:
"Sadece Trabzonspor formasıyla Galatasaray'ı yendiğimiz ve benim iyi performans sergilediğim maçta Galatasaray tribünüyle bir küfür durumu olmuştu. Televizyonda ben soyunma odasına giderken bazı bölümlere ben sanki ben sahadan soyunma odası koridoruna girdiğim ana kadar küfür ediyormuşum gibi 'dıııt dıııt' koymuşlar. Aslında öyle bir küfür olayı yok. Küfür var küfür var derler ya ben o sinirle sinkaflı bir kelime kullandım ama kamera öyle bir dıııtlıyor ki ben sadece hani sarı kart-kırmızı kartla cezalandırılan ingilizce kelimenin Türkçesi kelime gibi bir kelime kullandım. Bana içeri girekken bir şey söyleyene söyledim onu da... Galatasaray taraftarının hepsi de bana küfür etmedi. Bazıları belki 'Galatasaray altlapısından yetişmişim Trabzonsporla neden Galatasaray'ı yeniyorum ve iyi oynuyorum' düşüncesiyle küfür edildi. Galatasaray'a karşı oynadığım maçlarda da hiçbir terbiyesizliğim olmadı. Galatasaray'ı hala çok seviyorum. Üzerimdeki emeğini asla inkar etmem. Ama bana Trabzonspor'da bana verilen değer, sevgi, orada yaşadıklarım ve anılarımdan sonra ben futbolu bıraktıktan sonra Trabzonspor'u destekleyeceğim. Trabzonsporlu olucam dedim. Ben Trabzonspor'dan Osmanlıspor'a kiralık gittiğim dönemde Trabzonspor'u yenen ve inanalmız performans sergileyen bir oyuncuydum. Aynı tepkiyi hiç görmedi. Ama Trabzonspor formasıyla Galatasaray'a karşı oynadığımda tepki gördüm. Sosyal medyada inanılmaz küfürler ve aileme hakaretler oldu. Galatasaray'ı içerde 1-0 yendiğimiz maçt taraftarlarla bir sürtüşmemiz olmuştu ama bunu basına ve insanlara çok farklı yansıttılar. Beni Galatasaray'a düşmanıymışım gibi gösterdiler. Oysa ki, ekmeğini yediğin, armasını taşıdığın takıma bütün performansını vermek zorundasın. Yarın hocalık yaparsam Trabzonspor'a karşı oynarsam yenmek için elimden geleni gayreti göstericem. Türkiye'de bu algıyı bir türlü kıramadık."
Futbolculuk kariyerinde birlikte çalıştıdığı diğer teknik direktörler hakkında konuşan Uğur Demirok, "Şota hoca ile kısa bir süre çalıştım. Çok komik bir adam. Çalışması keyifli bir hocaydı. Aykut Kocaman çok disipliydi. Konyaspor'da gülerken çok az görürdüm. Onu güldüren bir tek Selim Ay vardı. Bir tek ona gülüyordu. Selim çok şen şakrak bir insandı. Selim'in her yaptığına Aykut hoca gülüyordu. Hikmet Karaman çok enterasan bir insandı. Çok keyifli bir hoca aslında ama onun olduğu yerde bir anda kaos olabiliyor. Bağırıyor, çağırıyor, sonra sakinleşiyor. Kayserispor ile içerde Fenerbahçe'yi yendik. Herkes soyunma odasında seviniyor. Hikmet Hoca geldi, yöneticiler de içerde 'Bu havuzu yapacaksınız" dedi. Tesislerde yapılması gerek bir şok havuzu vardı. 'Bunu yapacaksınız, bu hafta bitereceksiniz' diye bağırmaya başladı. Biz sakinleştirdik. O hafta hazır oldu şok havuzu. Bir de Hikmet hocanın papağını var. Odasın da salardı papağınını. Güzel bir hayvan ama ne yapacağını bilemiyorsun. Hocam 'çek şunu' diyorduk. 'Bir şey yapmaz" dedikten sonra kendi elini gagalayınca papağana bağırırken buluyorduk Hikmet hocayı. İsmail Kartal... Konyaspor'dan ayrılma sürecinde ben İsmail hocadan kırgın olarak ayrıldım. İsmail Kartal, Konyaspor'a geldiği ilk dönem bizi odasına toplayıp, takımı tanımak adına bizden destekler alan hep bizimle konuşan, antrenmanlarda hep bizi yanına çağıran bir hocayken ama bir yenilgiden sonra yüzümüze bakmayan, selam vermeyen bir insan oldu. Her şey iyi giderken futbolcunun arkasında herkes durabilir ama işler kötü giderken durmak önemli. Benim arkamda durmadı. Kesti oynatmadı olabilir. Performans meselesidir bu. Futbolda ilk 11 oyuncusunu oynayan oyuncuyu değil, yedek oyuncuyu oynamayan oyuncuyu zinde ve üst seviyede tutarsan o takımda başarı gelir. Arda Turan'ın en güzel yaptığı hareketlerden biri bu aslında. Oynamayanları da işin içinde tutup o değeri göstermek. Kötü konuşmak istemiyorum ama o yüzden İsmail Kartal'a kızgın ve kırgın ayrıldım Konyaspor'dan."
Futbolda 'iyiki yaptım dediğin şeyler neler' sorusuna Uğur Demirok, "İyi ki Hamza hocayla Akhisar'da o başarıyı yakaladım. İyi ki Trabzonspor'da oynadım. O dönem A Milli Takım'a gittiğim için bir kaç takım da istemişti. Beni ilk isteyen ve en çok isteyen Trabzonspor olmuştu. Trabzonspor'dan sonraki dönem Beşiktaş ile bir temasımız olmuştu. Hatta son aşamaya geldik. Şenol hoca dönemiydi. Ama ondan sonra bir ödül törenini gecesinde Bursaspor'dan Ozan Tufan'ın Beşiktaş'a mı Fenerbahçe'yi gidecek muhabbeti vardı. Fenerbahçe'yi tercih etti. Orada benim transferimi beklemeye aldılar. Ondan sonra olmadı. Neden olmadı bilmiyorum. Kısmet değilmiş diyorum." şeklinde konuştu.
Tecrübeli futbolcu 'Keşke yapmasaydım dediğin şey' nedir sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Keşke Trabzonpor'dan ayrılmasaydım. çok pişmanım. Sözleşmemin son senesinde çok çalkantılı bir dönem yaşadık. Muharrem Usta dönemiydi. Önce sözleşme uzatma konusunda anlaşamadık. Muharrem başkan dönemi de biraz çalkantılı gidince onlar da 'bekleyelim, sezon sonu tekrar konuşalım' dediler. İşte o son dönem beni tedirgin etmişti. Sözleşmen biter, kalmak istiyorsun ama ikinci yarıda 3 maç sonra Muharrem başkan görevi bıraktı. Ahmet başkan görevi devraldı. Sözleşmesi biten oyuncularla yenilemeyeceğiz altyapıya yöneleceğiz dedi. Kulüpte biraz da maddi sıkıntılar vardı. Tam o döneme denk geldim. Keşke daha önce anlaşıp uzatabilseydim Trabzonspor'da. Çünkü 3 yıllık bir kontrat konuşuluyordu. Belki şampiyonluk kadrosunda ben de olacaktım. Futboldaki tek keşkem budur."
Trabzonspor'un her zaman başarılı ve üst seviyelerde olmasını istediğini kaydeden Uğurok, "Takımın başına efsane isim Fatih Tekke geldi. Benim istediğim ona sabredilmesi. İnşallah Fatih Tekke, Trazonspor'da çok büyük başarılar kazanacak." ifadelerini kullandı.