Ajansspor yazarı Ferhan Yıldız, Fenerbahçe-Lyon maçını kaleme aldı

İçimizdeki yanığın acısının çok taze olduğu bir günde, Fenerbahçe seyircisi minicik bir tebessüm için doldurdu tribünleri. Memleketin gündemi çok ağır, çok kederli. Bu ağırlık altında tribünler haliyle keyifsiz ve sahaya etki etmekten oldukça uzak bir görüntüdeydi.

Beşiktaş’ın Bilbao’yu dağıttığı günün sonrasında, Kadıköy’ün sarı lacivertlileri de oyuna ümit vaat eden bir futbolla başladı. Maçın ilk bölümünde özellikle Szymanski’nin sol kanat etkinliklerinde başarılı olması, Lyon takımının dengesini bir hayli bozdu. Bu etkinlikler, hem rakip takım savunmacılarının sarı kartlar görmesine, hem de Fenerbahçe’nin yere sağlam basmasına neden oldu. Maçın kırılma anı, Szymanski’ye ayağının tabanıyla girip, kalfını yay gibi esneyen Lyonlu futbolcunun, oyundan atılmaması oldu. İtalyan hakemin bu pozisyonda aklı kalmış olacak ki, ilk yarının son anlarında çok daha hafif bir müdahale sonrası, Lyonlu başka bir oyuncu için kırmızı karta hükmetti. Szymanski’nin pozisyonunda devreye girmeyen VAR, İrfan Can’ın pozisyonunda devreye girdi ve kırmızı kart iptal edildi. Fenerbahçe savunmasında, Djiku bildiğimiz kesici rolünü başarılı bir şekilde gerçekleştirse de Çağlar birkaç kere rakibini kaçırdı ve tehlikeye neden olacak şekilde geçildi. Savunmada, gördüğü sarı kart da dahil olmak üzere maçı hatasız tamamlayan Yusuf Akçiçek için ayrı bir parantez açmak gerek. Hamle zamanlaması, pozisyon alması, öz güveni ve oyuna katılımıyla sahada adeta bir Rapfael Varane vardı. Bu genç oyuncunun, özellikle elli beşinci dakikada, attığı diyagonal uzun pasla Osayi Samuel’i topla buluşturması, Nesyri’nin haklı olarak iptal edilen golünün başlangıç fazıdır.

İkinci yarı, altmışıncı dakikadan sonra Fenerbahçe neredeyse tamamen oyundan düştü. Altmış ve sekseninci dakikalar arası Lyon’un golü bulamamış olması, Fenerbahçe adına büyük talihtir. Taraftarın göz bebeği İrfan Can Kahveci’nin ruh halini düzeltmesi, kendisini toplaması gerekiyor. Fred, kullandığı serbest vuruş dışında, geçen seneki performansını hatırlatan iyi bir oyun sergilerken, Amrabat gereken etkinlikte değildi. Burada Fred’in rolünü de iyi tahlil etmek gerekiyor. Fred’in orta alan sorumluluğu çok fazla. Bu oyuncuya bu kadar sorumluluk yüklemek ne kadar doğru bilemiyorum. Fred’i Yaya Toure gibi, Essien gibi, Patrick Viera gibi kullanmak mümkün değildir. Fred, üçüncü bölgede dönen topları takip edip hızlıca ceza sahası çevresine yönlendiren oyuncu olmalıdır. Bunu yapamıyor oluşunun kök nedeni, Amrabat’ın oyun kurmak için sürekli stoperlerin arasında dolaşması gibi görünüyor. Topla arası, Çağlar ve Djiku ikilisinden daha iyi olan savunmacıların takıma katılması, Fenerbahçe orta sahasında oyuncu rollerinin, Jose Mourinho tarafından optimize edilmesini de sağlayacaktır.

Fenerbahçe için alınan puanın, önemli bir kazanım olarak nitelenebileceği bir futbol akşamıydı. Danimarka deplasmanında Amrabat ve Osayi’nin cezalı olması büyük olumsuzluk. Gözler, Göztepe maçında.