Fatih Cumhur Sarıkan, Süper Lig'de 26. haftayı değerlendirdi!

TFF Süper Lig’in 26. Haftasından aklımda kalanları paylaşmak istedim. Hayatın her alanında olduğu gibi, umut veren olumlu gelişmelerle, hayal kırıklığı uyandıran olumsuzluklar yine bir arada yaşandı... İşte irisiyle ufağıyla yaşananların bendeki tortusu:

Rizespor deplasmanında İsmail Kartal’ın maç sonu toplantısındaki “delikanlı gibi, erkek gibi oynadık” ifadesi: Hoca’nın, Ankaragücü Galatasaray maçının oynandığı Eryaman Stadı’nın zeminiyle ilgili hafta boyu çıkan haberlere gönderme yaptığını anlıyorum... Peki hak veriyor muyum; tabii ki hayır! Toplum olarak popüler veya ilgilendiğimiz kişilere gösterdiğimiz anlayış bazen yanlışa yanlış dememize engel oluyor... Bence bu durum hem adalet standardımızı hem de gelişim hızımızı düşürüyor. Futbol bir “erkek oyunu” değildir, herkesin oynayabildiği bir oyundur... İsmail Kartal’ın ifadesi en başta, halen ligde 1 puan farkla ikinci olan Fenerbahçe Kadın Futbol takımına karşı yanlış oldu.

Olimpiu Morutan’ın centilmenlik plonjonu: Ankaragücü taraftarı 5 maçlık iç saha hasretine 24. haftadaki Sivasspor karşılaşmasıyla son vermiş, ama galibiyet hatta gol görememişti. Taraftarlar bir sonraki iç saha maçı olan Galatasaray karşılaşmasını galibiyet umuduyla beklemişti. Açıkçası Ankaragücü ne takımıyla ne de taraftarıyla iyi bir sınav veremedi. Oyunun durduğu bir anda taraftarın Berkan Kutlu’ya nişan alarak fırlattığı su şişesini, Olimpiu Morutan’ın zıplayarak çelmesi sosyal medyada büyük ilgi gördü. Psikolog ve sosyologlara bir sorum var; şişeyi fırlatan “futbolsavar” Mars’tan, Morutan’ı öven “futbolsever” Venüs’ten mi?..

Ankaragücü taraftarı: Maç boyunca atılan su şişelerini “camiaya mal edemeyeceğimizi” yıllar içinde öğrendik! Peki, yenilginin sorumlusu olarak hüküm verilen Kazımcan’ın topla her buluşmasında yuhalanması ve bu ölçüsüz öfkeyle uğradığı çöküntü üstüne devre arasında oyundan alınmasının, 29 puanlı Ankaragücü’nün gelecek haftalardaki performansına nasıl bir faydası olacak acaba?

İlk yarıdaki Galatasaray, ikinci yarıdaki Beşiktaş: 28. hafta birbirleriyle karşılaşacak iki takım da derbiye yönelik büyük beklentiler yaratıyor. Galatasaray Ankaragücü karşısında yapması gereken her şeyi ilk yarıda kusursuza yakın yaptı. “2000 Ruhunu” doğru adreste, antrenman sahasında arayan Okan Buruk kendini geliştirdikçe, Galatasaray’ı da peşinden sürüklüyor. Son maçta özellikle Barış Alper Yılmaz, Kerem Demirbay ve Mateus Tete fark yarattılar. Konyaspor maçının 2. yarısı gösterdi ki Beşiktaş ile Fernando Santos birbirlerini anlamaya başladılar. Özellikle Tüpraş Stadı’nda önemli bir istatistik oluşmaya başladı. Yeni transfer Muci ve Rachica, bu sezonun BJK’ya hediyesi Semih’e yaklaştıkça, takımın hücum performansı da yükselecek. Deneyimlerinin yanı sıra çalışkanlıkları, disiplinleri takımlarına yaptıkları katkı ile Dries Mertens ve Necip Uysal’a teşekkürler.

Emirhan Delibaş Avrupa’da: Maalesef sözleşme feshi haberiyle Avrupa medyasında yer buldu. Bir arkadaşlık sitesinde profili olduğu ve yaşını büyük gösterdiği iddiaları üzerine, Beşiktaş Kulübü oyuncunun sözleşmesini feshetmişti!.. İlk maddeye geri dönelim mi: hani “futbol erkek oyunuydu”!!!

İrfan Can Kahveci’nin kariyer sezonu: Bu sezon oynadığı 24 maçın, 8’ine sonradan girdi, toplam 14 maçta oyundan alındı. Sanki Cengiz Ünder ile “aktör” ve “dublör” pozisyonlarını paylaşarak üstleniyorlar. Buna rağmen 9 golü, 6 asisti var... İsmail Kartal’ın maçlarda oyun planını değiştirmeden oyuncu değişiklikleri yapması, elindeki zengin kadrodan maksimum verim almasını engelliyor. Barış Alper Yılmaz solbek oynuyorsa, İrfan Can Kahveci neden orta sahada -hele Fred yokken- oynamasın?..

Uğurcan Çakır’a atılan meşaleler: Meşale atan Pendiksporlu “futbolsavarların” tespit edilerek 6222 no.lu yasa uyarınca ceza almalarını ısrar ve sabırla bekliyorum.

Alanyaspor Adanademirspor maçı: Başından sonuna kadar heyecan ve üst düzey mücadele ile geçen maç için her iki takıma da teşekkürler.

Andreas Brehme: Özellikle 1986’dan itibaren dünya futbolunun ışıldayan yıldızı ani bir kalp kriziyle 63 yaşında öldü. Attığı penaltı ile 1990 Dünya Kupasını Almanya’ya kazandırmıştı. Kariyerinin son sezonu olan 1998’de Kaiserslautern ile Bundesliga şampiyonu olmuştu. Beklerin farklı görevler üstlenmediği bir dönemde, bir orta saha oyuncusu gibi takımla entegre bir oyun üslubu geliştirmişti. Farklı ayaklarla korner, serbest vuruş hatta penaltı  kullanabildiğini kendi gözlerimle gördüğüm iki futbolcudan biriydi (diğeri Hami Mandıralı).

Ankara Eryaman Stadı’nın zemin yetkilileri ve sorumluları: Hepsine özverili ve verimli emekleri için teşekkürler...