Fenerbahçe-Galatasaray Gerginliği Nasıl Biter?

Burak Alaca
05.02.2025 - 19:25 | Son Güncellenme: 05.02.2025 - 19:39

Ajansspor yazarı Ferhan Yıldız, Türk futbolunun dev kulüpleri Fenerbahçe ve Galatasaray arasında süre gelen gerilimin nasıl son bulacağı konusunu kaleme aldı.

Fenerbahçe-Galatasaray Gerginliği Nasıl Biter?

Ferhan YILDIZ-AJANSSPOR

Sabah rutinim, işe giderken Radyospor’u açmak ve Mert Elam-Ali Erim ikilisini dinlemek. Sakin, dengeli ve aklın yolundan sapmamaya çalışan yorumlarından ötürü, sabaha bu ikiliyle başlamak hem futbola hem de genel olarak önümdeki iş gününe karşı daha makul bir bakış açısı geliştirmemi sağlıyor. 4 Şubat 2025 tarihli programlarında bu ikili Fenerbahçe-Galatasaray gerginliği nasıl biter sorunsalını ele aldılar.

Büyük ozanımız Aşık Veysel demiş ya hani…

Kim okurdu, kim yazardı

Bu düğümü kim çözerdi

Koyun kurt ile gezerdi

Fikir başka başka olmasa…

"Bu istek Türk futbolunun son 15 senesinde yaşayanları yok saymaktır"

Naçizane kendimce okur, fikrimce yazar bir birey olarak, Gordion Düğümü halini almış bu meselede, Ali Erim ve Mert Elam ikilisine iştirak etmiyor, şiddetle bayrak kaldırıyorum. “Hükümet, devlet bu işe bir el atsa mı artık?” sorusunu sormak, kuzuyu kurda emanet etmeyi değerlendirmekten başka bir şey değildir. Bana göre, devlet erklerini elinde tutan gücün, futbola, hele ki Fenerbahçe-Galatasaray rekabetine daha fazla müdahil olmasını istemek, Türkiye futbolunun son on beş senesinde anormal hiçbir şey yaşanmamış gibi yapmaktır.

"TBMM'de hakem masalı anlatıldı"

Bu sabah sosyal medyadan gündelik haberleri takip ederken, iktidar partisinin bir milletvekilinin, Fenerbahçe-Rizespor maçı değerlendirmesine tanık oldum. Majör hiçbir hakem hatasının olmadığı, kritik kararların tamamının doğru verildiği Fenerbahçe-Rizespor maçında, iktidar partisi milletvekili, Fenerbahçe’nin maçı nasıl hakem eliyle kazandığını anlatıyor, Rizespor’un çalınan emeklerinden bahsediyordu. Tekrar ediyorum TBMM gündeminde, Türkiye standartlarına göre pırıl pırıl diyebileceğimiz bir hakem yönetimiyle sonuçlanan Fenerbahçe – Rizespor müsabakasında, Rizespor’un nasıl mağdur edildiği masalı anlatılmıştır.

Malumunuz Türkiye futbolunda uzun süredir, zaman zaman karikatürize edilen sulandırılan bir ifade, bir iddia tartışılıyor. Ali Koç tarafından ortaya atılan “YAPI” olgusunu kastediyorum. Futbolun izleyici ve yorumlayıcı olarak içerisinde, ancak profesyonel olarak tamamen dışarısında olduğum için, mahallenin delisi ayarında sözümü söyleyeceğim izninizle. Ali Koç’un ağzının kenarıyla “YAPI” olarak nitelediği olguda, hakemmiş, federasyonmuş en fazla zurnanın son deliğidir.

  • Türkiye futbolunun son on beş senesini 3 Temmuz kumpas sürecinden ayrı değerlendiremezsiniz.
  • Türkiye futbolunun son on beş senesini Gezi Parkı eylemleri ve özellikle Divan Otel olayından ayrı değerlendiremezsiniz.
  • Türkiye futbolunun son on beş senesini “Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe Yıkılmaz” fenomeninden ayrı değerlendiremezsiniz.
  • Türkiye futbolunun son on beş senesini Fenerbahçe takım otobüsüne Araklı yolunda silahlı pusu atılarak, takımın yok edilmeye çalışılmasından ayrı değerlendiremezsiniz.
  • Türkiye futbolunun son on beş senesini, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına gösterdiği sert tepkiden ayrı değerlendiremezsiniz.
  • Türkiye futbolunun son on beş senesini, daha geçen haftaki teğmenler gündeminden ötürü, tribünleri Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diye inleten Fenerbahçe taraftarı profilinden ayrı değerlendiremezsiniz.

Yukarıdaki maddelerden ötürü, spor medyasında beylik argüman halini almış, “Fenerbahçe de kollanıyor, Galatasaray da” garabetine hiç giresim yok. Tertemiz ligimizde, harika hakem yönetimleriyle yılaşırı şampiyon olan Galatasaray’ı ve şampiyonluğu unutmuş Fenerbahçe’yi aynı anlam bütünlüğüne sokuyor, “kollanıyorlar” diyoruz. Adaletin terazisini tutan kadının gözleri bağlıdır, görmesin, etkilenmesin diye…Ama adalet talep edenlerin gözleri açıktır. Türkiye futbolundaki gerginliğin, öfkenin bitmesinin, ortamın normalleşmesinin ön koşulu Fenerbahçe’nin uğratıldığı zararların telafisine, tazminine bağlıdır. On beş sene öncesine kadar uluslararası ekonomi dergisi Forbes’a Aziz’in Mucizesi haberiyle kapak olan ve dünyanın en fazla faaliyet geliri üreten ilk yirmi spor kulübü arasına giren Fenerbahçe, üstüne kırk yerden tebelleş olan bir kara bulutun gölgesinde yıllardır mücadele ediyor. Sadece kendisi olduğu için, sadece sosyokültürel genlerinden ve proaktif, reaktif tutumundan ötürü Fenerbahçe, camia olarak son on beş senedir sakıncalı piyadedir. Fenerbahçe bu dönemdeki zamanın, siyasi ruhuna uygun bir karakterde değildir ve futbol asla sadece futbol değildir.

Bu kara bulutu dağıtacak ve sadece Fenerbahçe’yi değil, bütün Türkiye futbolunu kurtaracak olan mefhumlar başta adalettir, liyakattir, cesarettir. Bunu sağlamak için de Fenerbahçe ve Galatasaray’ı mevcut siyasetin terazisine koyup tartamazsınız.

Fenerbahçe Galatasaray’la değil, son on beş senedir rüzgâra karşı yel değirmenleriyle mücadele ediyor. İdare-i maslahatçılık kolaydır, sevmediklerimizin dahi hakkını teslim edebilmek zor…

Senin için hazırladığımız haberler