"Çocuklarımı da alıp Kadıköy'e gideceğim"

05.02.2017 - 16:20 | Son Güncellenme: 05.02.2017 - 16:20

"Terim'in kararlarına..."

Medipol Başakşehir'in yıldızı, Fenerbahçe'nin eski kaptanı, milli futbolcu Emre Belözoğlu, Habertürk Gazetesi'nden Ahmet Selim Kul'un sorularını yanıtladı.

İşte Belözoğlu'nun yaptığı açıklamalar;

"YAPMAMIZ GEREKENİ LAYIKIYLA YAPTIK"

“3 Temmuz sürecinde çok fazla üzüldük. Çok fazla gerildik. Her gün bir haberle uyandık takımla... Ama gerçekçi olmak gerekirse takımın önünde benle Volkan, kaptanlar olarak daha fazla yorulduk, çok daha fazla üzüldük. "Ve o gün yapmamız gerekeni ben de, Volkan da çok fazlasıyla, layıkıyla yerine getirdik. Ben inanıyorum ki, F.Bahçe’nin o dönem yaşamış olduğu problemi, kendi evinde yaşadığı bir problem olarak gören bütün taraftarlar, ben ve Volkan’ın yaptıklarını ölene dek gözardı etmeyecekler. Bu mücadelemiz benim için evlatlarıma bırakacağım en değerli mirastır.”

"MASUMİYET ORTAYA ÇIKTI"

 “Onun dışında o dönem Ali Yıldırım ve Ali Koç ile Aykut Hoca (Kocaman) ve İsmail Hoca’nın (Kartal) o süreçteki bayrağı, tabiri caizse ‘elde tutma’ mevzusunda çok büyük destekleri oldu camiamıza. Bu isimleri, inanıyorum ki Fenerbahçe’ye gönül vermiş hiç kimse kolay kolay unutmayacaktır. "Zaten ahde vefası olan bir camiadır Fenerbahçe, kolay kolay unutmazlar. Bütün yönetici büyüklerimizin de şu an gelinen noktada masum oldukları, Türkiye’nin içinden geçmiş olduğu süreçle beraber tamamen ortaya çıkmış durumda."

BÜYÜK CAMİALARA BİRBİRLERİNİN KUYUSUNU KAZDIRDILAR"

 “İnanıyorum, Yargıtay’dan çıkacak olumlu bir kararla beraber F.Bahçe’nin önü bu anlamda tamamen açılacaktır. Geçmişte önü kesilen bir camia olarak önü açılacaktır. F.Bahçe bu ülkenin en değerli camialarından bir tanesi. O süreci hiç hak etmemiştik. Birazcık geç olsa da bunları görmek de güzel. "Ama keşke o dönemleri hiç yaşamamış olsaydık. Türk futbolu da bunları yaşamasaydı, böyle ayrılmalar, bu kadar kavgalar, büyük camiaların birbirine girecekleri, birbirlerinin kuyularını kazacakları süreçler keşke yaşanmamış olsaydı. Ama kadere inanan adamlarız. Demek ki bunların yaşanması gerekiyormuş.”

"FATİH HOCA SAĞ OLSUN BÜYÜKLÜK GÖSTERDİ"

Milli Takım’da yaşanan Fatih Terim-Arda Turan krizinin çözülmesinde önemli pay sahibi olan Emre, bu sürece dair de önemli ifadeler kullandı. “Ben, tarafları sadece ortak noktada buluşturdum” diyen tecrübeli oyuncu şunları söyledi: “Sanki Milli Takım’da hiçbir zaman problem olmamış, ortalık her zaman güllük gülistanlık olmuş gibi bir hava var. Bizim olduğumuz dönemlerde de birçok krizler yaşandı. "Tabii ki bunda bir tarafta Fatih Terim, bir tarafta Arda Turan... İkisi de güçlü insanlar, ikisi de popüler insanlar ve birbirlerine her zaman yakın, baba-oğul gibi insanlar olarak bilindikleri için bu birazcık daha gündemde uzun süre kaldı.”

"TERİM’İN KARARLARINA HEP SAYGI DUYULMALI"

“Sonuç olarak Milli Takımımız’ın teknik patronu Fatih Terim’dir. Ve Fatih Hoca’nın kararlarına her oyuncunun saygı duyması gerekir. Ama benim kendi fikrim; bu ismi geçen oyuncuların da -başta Arda olmak üzere Fatih Hoca’ya saygı ve sevgileri sanki yokmuş gibi bir algı oluşmasından doğan rahatsızlığımı ben, Fatih Terim’e dile getirdim. "Bu oyuncuların da bugünlere gelmelerinde, nasıl bende emeği varsa onlarda da Fatih Terim’in emeği var. Sadece ortak bir noktada buluşmaları gerekiyordu. Ülkenin bence içinde bulunduğu durumda bu çok gereksiz bir polemikti. Az önce söylediğim kendi düşüncemi, Fatih Hoca’yla paylaştım, o da sağ olsun büyüklük gösterdi.”

"ARDA DA, BURAK DA TERTEMİZ ÇOCUKLAR"

“Arda da burada kendine yakışanı yaptı. Ben sadece Fatih Hoca’nın oyunculara bakışını iyi bilen, oyuncuların da Fatih Terim’e bakışını iyi bilen biri olarak, bunları biraz daha onlarla konuşarak ortaya çıkarmaya vesile oldum. Terim oyuncusuna kızsa da hiçbirinin kötülüğünü istemez. "Arda’yı da, Burak’ı da iyi tanırım. Ne yaşanırsa yaşansın kalpleri çok temiz çocuklardır. Milli Takım söz konusu olduğunda her şeyi bir kenara atıp o göreve her zaman soyunurlar. Fatih Terim’i, Arda’yı, Burak’ı, Gökhan’ı, Selçuk’u, -ismi geçen oyuncular olduğu için söylüyorum iyi tanıyan birisi olarak diyorum ki; sporculardan gerçekten çok kötü insan çıkmaz.”

"ÇOCUKLARIMI DA ALIP KADIKÖY'E GİDECEĞİM"

“Fenerbahçe’den ilk ayrıldığımda yöneticilikle alakalı bir teklif olmuştu. Ancak ben daha futbol oynayabileceğimi bildiğim için devam etmek istedim. Gelinen noktada doğru da bir karar aldığımı düşünüyorum. "Ama F.Bahçe benim kulübüm, benim camiam. Futbolu bıraktıktan sonra F.Bahçe’de herhangi bir görev almasam da oğlumu ve kızımı alıp Kadıköy’e maç izlemeye gideceğim.”

"FENERBAHÇE’YLE GÖNÜL BAĞIM ASLA KOPMAZ"

“Fenerbahçe’yle bağlarımın, ilişkilerimin kopması söz konusu olamaz. Gönül bağımın kopması da söz konusu olamaz. Ama yine de günün birinde hedefler doğrultusunda bir birliktelik inanıyorum ki olacaktır. "Ama yönetici olarak, ama hoca olarak, ama başka bir konumda... Bunun zamanını tayin etmek, ‘şu gün olacaktır’ demek doğru olmaz. Çünkü ben daha futbol oynamak, Başakşehir’e hizmet etmek istiyorum.”

"FUTBOLU, FUTBOLDAN GELENLER YÖNETSİN AMA..."

“Futbolu, futboldan gelen insanlar yönetsinler. Biz de bunu istiyoruz ama bizim de şapkayı önümüze koymamız gerek. Şimdi futbolun içinden gelmemiş biri de çok güzel futbolu yönetebilir. Futbolun evrensel değerleri var. "Çok değerli iş adamları var futbola yatırım yapan. İnsanlar kendilerini geliştiriyorlar. Sadece futbolun içinden gelenlerle de bu iş olmaz. Çok daha geniş pencereden bakmak gerekiyor. Futboldan gelenler ‘Ben yöneticilik yapmak istiyorum’ diyerek bence kendilerini geliştirmenin derdinde olmalılar.”

"TEKNİK DİREKTÖRLÜK DİPLOMAM VAR"

“Federasyon önümüzdeki sene çok önemli bir karar aldı. Artık sportif direktörlük zorunlu olacak. Bu da kulüplerde yetişmiş olan oyuncuların kendilerini geliştirmesine vesile olacak. Ben de bu anlamda futbolu bıraktıktan sonra ya teknik direktörlük ya da yöneticilikle alakalı eğitimlerimi tamamlamaya çalışacağım. "Hali hazırda teknik direktörlük diplomam var. İstediğiniz kadar Emre Belözoğlu, Arda Turan ya da başka bir isim olun; sadece futbolculukla hiçbir yere gelemezsiniz. Eğitim almanız gerekir ve eğitimin yanında bence önemli bir karakter ve liderlik olması gerekir. Eğitim bunun tamamlayıcısıdır.”

"BAŞAKŞEHİR MENTAL AÇIDAN EN RAHAT YER"

“Ligin ilk yarısına bakarsak benim adıma çok verimli geçti. Takım zaten çok iyi. Bilmiyorum Türkiye’de daha önce bizim kadar puan toplayıp 4 tane büyük takıma yenilmeden, bu istatistiği yakalayan takım var mı? Ben zaten tesadüfe inanmam ama hem kendimle hem de takımla alakalı olarak bu durumun çok çalışıp ortaya çıktığını söyleyebilirim. "İyi çalışıyorum, iyi besleniyorum, iyi dinleniyorum. Bir sporcunun yapması gerektiği gibi yapıyorum her şeyi. F.Bahçe’de oynarken gittiğim İtalya’daki merkezde belirlenen şekilde beslenmeme dikkat ediyorum. Türkiye’de mental anlamda en rahat olabileceğim yerdeyim. Bunun karşılığı da performans olarak ortaya çıktı. Takım da beni daha iyi tanımaya başladı.”

"ÖMER AKİF’TEN KAPTIM BİR ŞEYLER"

Medipol Başakşehir’in kamp yaptığı otelde sorularımızı yanıtlayan Emre, lobide bulunan piyanonun başına geçerek objektiflere poz verdi... Oğlu Ömer Akif’in müziğe olan ilgisinden bahseden 36 yaşındaki futbolcu, “Ömer Akif, piyano çalmayı biliyor. Ben de ondan bir şeyler kaptım” dedi. Takımının saha içindeki ‘maestrosu’, piyanonun başında da hünerlerini sergiledi.

Senin için hazırladığımız haberler